Bu Blogda Ara

elleri görelim

Bilog Arşivi

16 Aralık 2010 Perşembe

siz hiç..

Şimdilik ince ince yağıyor yağmur. Hava bulutlu, gri ve puslu. Bir yandan da ıslak, nemli toprağın kokusu. İçimde garip bir huzur. Yağmuru hep sevdim. Yağmurla birlikte garip bir hüzün ve ardından büyük bir huzur kaplar içimi. Siz yağmuru sever misiniz? Hiç yağmurda yürüdünüz mü ? Saçım bozuldu, ayaklarım ıslandı diye üzülmeden, sırılsıklam ıslandığınız halde içinizde çocuksu bir coşkuyla, sokaklarda kayıp gittiniz mi? Dışarıda yağmur bardaktan boşanırcasına yağarken, hiçbir şey yapmayıp, sadece pencerenizden yağmuru ve oradan oraya koşuşturan insanları seyrettiniz mi? Sıcacık evinizde, kömür sobasının üzerinde demlenen çayın tatlı tıkırtısı kulağınızdayken, ince belli çay bardağınızı, çay kaşığınızla çıngır çıngır karıştırıp, nefis çayınızdan kocaman bir yudum aldınız mı? Her yudumla birlikte içinizin ısındığını, yumuşadığınızı hissettiniz mi? Yağmurlu bir günde her şeye boş verip, tüm planlarınızı erteleyip, tüm görüşmelerinizi, buluşmalarınızı iptal edip, sıcacık yatağınızda,sobanın yanında mindere kıvrılıp yatıvermiş bir kedi edasıyla, mışıl mışıluyudunuz mu?

Yağmurda ağladınız mı? Gözyaşlarınız yağmura karışırken, ağladığınızın hiç fark edilmemiş olmasını dilediniz mi? Ya da yağmurda ağlamak yerine, gözyaşlarınızı yağmur gibi içinize akıttınız mı? Sahi bunların tamamını ya da bir kaçını yağmurda yaptınız mı? Yoksa yağmur, kar , çamur demeden, yağmurun yağdığını bile fark etmeden ya da yağmura hiç aldırış etmeden, planlarınız gereği bir şeyleri yetiştirmek için oradan oraya koşuşturmakla mı geçti günleriniz? Eğer öyleyse,çok şey kaybettiniz.

Şimdi yavaşlayın,hatta durun. Pencerenizi açın ve yağmurun sesini dinleyin. Gözlerinizi yumun. Sadece siz ve yağmurun sesi. Düşlere dalın, uzaklara gidin. Çocukluğunuzu yakalayın. İlk aşkınızı hatırlayın. İnanın hayal kurmak için hiç geç kalmadınız.

2 yorum: